Anasayfa » EDEBİYAT

Gösterilen sonuç sayısı: 10

OKUMAYA ELİF’TEN BAŞLA (KİTAP DOKU- OSMANOV)

89,00

Elif bir basamaktır Mevlaya ulaştıran. Elif, beşerin, Mevla’nın güzelliğinin tecelli edişini seyredip tefekkür ettiği Leyla’yı temsil eder. Mevla’nın güzelliğini tefekkür etmek, O’nu sevmenin niteliğini ve mahiyetini anlamak için Elif sadece bir vesiledir.

Elif dünya güzelidir ama onda gördüğün güzelliğin asıl sahibi O’dur, yani Mevladır. Ona duyduğun sevgi de aslında Mevlayadır. Ne var ki bunu içselleştirerek anlamak için beşeri aşkın süzgecinden geçmek gerekir. Kendini sorgulama sürecinin insanı yaradana ulaştırdığı yolculuğun ilk basamağıdır bu.

İşte bu yüzden okumaya Elif’ten başlamalı.

“Bir yâre meylettim, gözlerini süzerek,
dikkatle seyrettim, Rahman’ı gördüm.
Gönlüm yeşerdi, hakikati görerek,
gözlerim eğildi, yaşlarını gördüm..”

Osmanov

KARANLIĞIMI AYDINLATAN (VELİ EREN BAYSAL)

120,00

UYUMAK
Uyumak istiyorum
Yoruldum ayakta durmaktan
Yoruldum insanları dinlemekten
Sadece namazdan namaza uyanmak istiyorum
Hiçbir şey düşlemeden
Yalnız, sessiz bir yerde uyumak istiyorum

Kanbahar Selehattin Duman Siyer Yayınları 9786257274913

105,00

Güneşli bir bahar gününün korku ve umudu yükleneceği bir seher vaktinde omzuna yüklenen sefer sorumluluğu ile birçok kez ölümün ecel teri döktürdüğü ruhsal kıyamete eşlik etmenin ve hayatı aramanın ilginç bir hikâyesi onunki…

Kara bulutların her yeri kapladığı kış günlerinde kan çiçeği büyütür gibi özlem ve hasrete yoldaşlık etmektir asıl olan. Ve geleceğe dair planların artık o kadar da uzun bir zamanı kapsamadığı günlerde ebediyete koştuğunun farkında olarak bir dava uğruna umuda yolculuğun çıkış hikâyesidir Abdullah’ın hicreti ve ricatı…

Kardeşine acımanın ve düşmanına öfkenin zirvesinden merhameti ve metaneti elden bırakmadığı, en yakındakinin ihanetinden en uzak olduğunu düşündüğü kişiden sadakat devşirmeye varıncaya kadar bir uçtan diğer uca yolculuktur artık yaşananlar…

Toprağın artık başka başka koktuğu, arşa çıkan feryatlara eşlik eden adalet umudunun varlığından başka sığınılacak bir limanın olmadığı bir anda dirilişin muştusu gibi gelen güzel haberlerin yeniden yeşerttiği bir hayatın mucizevi neşesidir Bahar…

Ve solgun bir bedene vuran gün ışığının veyahut gece ay ışığı altında alınlarda parlayan kanın yalazıdır tırnaklarını toprağa geçirerek de olsa yaşama tutunmanın gerekçesi. Bir bahar sürgününün; ülkeler, şehirler dolaşıp bin bir çileye eşlik ettikten sonra cennete açılan çiçekli bir yola vardığı ilginç bir kahramanın yalnızlığına yoldaşlık etmenin heyecanıdır Kanbahar…

Gece Yarısı Kütüphanesi Matt Haig Domingo Yayınevi 9786051981833

155,00

42 Dile Çevrilen Uluslararası Çoksatan

2020 Goodreads Yılın En İyi Romanı

“Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var,” dedi. “Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider.  Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün…
Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?”

Nora Seed berbat halde. Kedisi öldü. İşinden kovuldu. Abisi onunla konuşmuyor. Kimsenin ona ihtiyacı yok. Art arda alınmış kötü kararların sonucunda bir kütüphanede buluyor kendini. Zamanın hiç akmadığı bir gece yarısı kütüphanesinde, sonsuz sayıda kitabın ortasında… Kitapların her birinde Nora’nın farklı bir hayatı yazılı. Başka kararlar verseydi yaşamış olabileceği hayatlar.

Farklı kariyerler, farklı eşler, farklı arkadaşlar, farklı şehirler arasında gidip gelen Nora’nın aklı sorularla doluyor. Mutluluk sadece önemli sandığımız seçimlerde mi gizli? Yanlış giden her detayın sorumlusu gerçekten biz miyiz? Hayatı yaşanılır kılan ne? Yanlış bir karar insanın tüm hayatına mal olabilir mi?

İngiliz edebiyatının önemli isimlerinden Matt Haig; Nora’nın pişmanlıklara, ihtimallere ve yeniden seçme imkânına dair çıktığı bu yolculukta, ona eşlik edecek okurlara sürükleyici ve insanın en temel sorunlarını konu alan bir kurgu sunuyor.

“Değişmesini istediğimiz bir dünyada hep birlikte sıkışıp  kalmışken, tam zamanında yazılmış bir modern çağ masalı, günümüzün Şahane Hayat’ı.”
Jodi Picoult

“Kitapların yaşamı değiştirme gücünü kutlayan, içtenlikle ve mizahla yazılmış, baştan çıkarıcı bir roman.”
Sunday Times

“Matt Haig sözcükleri konserve açacağı gibi kullanıyor. Konserve de biziz.”
Jeanette Winterson

Gül Yetiştiren Adam Rasim Özdenören İz Yayıncılık 9789753551663

135,00

Anadolu’nun bir taşra kentinden Yeni Dünya’nın metropollerine kadar uzanan bir coğrafyada kaynaşan insanımız. Modernleşmiş olanlarla kişiliklerini koruma çabasıyla bunun dışında kalanlar. Her iki kesitte yaşayan insanların kendi kendileriyle gerek çevreleriyle olan çatışmalarından doğan dram.

Eksik kalmış aşklar, eksik bırakılmış eylemler. Bu kitabı okurken Batı kültürünün baskısı ile çaresiz bırakılmış insanımızın bocalayışını, gizli protestolarını ve gizli kabullenişlerini göreceksiniz. Rasim Özdenören’in üslubunu sevenler, bu kitapta onun başlıca özelliklerini birarada bulacaklar.

MEB tarafından okullarda tavsiye edilen kitaplardan olan Gül Yetiştiren Adam, yeni baskısıyla raflarda yerini aldı.

Don Kişot Miguel de Cervantes Saavedra Yapı Kredi Yayınları 9789750815874

65,00

Don Kişot’u bilirsiniz, hani şu ince-uzun, sakallı, şövalye romanları okuya okuya sonunda şövalye olmaya özenen roman karakteri. Dulcinea del Toboso’ya âşıktır, kendi gibi zayıf, çelimsiz Rocinante adlı bir atı vardır. Seyisi-yardımcısı-dostu Sanço Panza ile atışır sık sık. İşte yeldeğirmenlerine savaş açan bu aşık, yaşlı şövalye, Miguel de Cervantes Saavedra’nın yazdığı bu romanın başkahramanıdır. Edebiyatta roman türünün başlangıcı sayılan ve birinci bölümü 1605 yılında yayımlanan İspanyol edebiyatının bu başyapıtı, yayımlandığı günden beri pek çok dile çevrildi, defalarca basıldı. Elinizdeki bu kitap, Türk edebiyatının önemli yazarlarından Reşat Nuri Güntekin tarafından Don Kişot’un kısaltılmış, Fransızca bir versiyonundan çevrildi. Kitapta yer alan resimler, Gustave Dore’nin Don Kişot için yaptığı gravürlerden seçildi. “Okur” olacak kişinin mutlaka okuyacağı kitaplar arasında yer alır Don Kişot. Bir başka deyişle Don Kişot’u okumamış kişi “okur-yazar” sayılmaz.